25 Şubat 2010 Perşembe

üç kuzu masalı

asıl olan rüzgarın şiddeti, fırtınanın büyüklüğü müdür, eve ne kadar su ve rüzgâr girdiği mi?

---------------------------------


"üç kuzu" ismindeki masalını dinledim annemden en çok.  şöyle ki:

üç kardeş kuzu varmış. bu kuzulardan en büyüğü bir gün anne-babasına demiş ki;
- ben artık büyüdüm. gidip kendime bir ev yapacağım ve orada yaşayacağım.
anne-babası bu habere çok üzülmüşler. yapma, etme dedilerse de dinletememişler.
- peki,
demek zorunda kalmışlar. çünkü büyük kardeş gerçekten de büyümüş artık. bunu duyan ortanca kuzu
- ben de büyüdüm. ben de kendi evimde yaşayabilirim. bana da izin verin,
demiş. anne ile baba;
- hayır sen o kadar da büyümedin, daha gitme,
dedilerse de dinletememişler.
- peki, git ama dikkatli ol,
demişler.
meğer kapının ardından en küçük kuzu olan biteni dinlemiyor muymuş? dinliyormuş. annesiyle babasının yanına gitmiş
- ben de büyüdüm. kendime sağlam bir ev yapabilirim. ne olur bana da izin verin,
demiş. anne - baba izin vermemiş tabii.
- olmaz sen daha çok küçüksün,
demişler. ama küçük kuzu küçük olmanın bütün avantajlarını kullanmış. ağlamış, yalvarmış, sözler vermiş..
en sonunda daha fazla direnemeyen anne ve baba ona da;
- peki, git... ama çok mu çok dikkatli ol,
demişler.

üç kuzu gidip neşe ile evlerini yapmaya koyulmuşlar. en büyük kuzu kendine çok güveniyormuş ve samandan bir ev yapmaya koyulmuş. işlerin nasıl gittiğini görmek için ziyarete gelen ortanca kuzu ağabeyinin samandan bir ev yaptığını görünce,
- abiciğim, evini samandan yapma. çok zayıf olur. tahtadan yapmalısın. yoksa kurt gelir üfler püfler, evin darmadağın olur, sonra da seni bir lokmada yer,
demiş. bunu duyan büyük kuzu çok sinirlenmiş.
- sen karışma benim işime, demiş. gelsin de görelim bakalım..
ortanca kuzu evini tahtadan yapıyormuş. işlerin nasıl gittiğini görmek için ziyarete gelen küçük kuzu bunu görünce çok şaşırmış.
- abiciğim, evini tahtadan yapma, taştan yap. tahtadan ev zayıf olur. kurt gelir, bir pençe atar, bir pençe daha atar evin yıkılır. kurt da seni bir lokmada yer,
demiş. bunu duyan ortanca kuzu çok kızmış. sen ne anlarsın küçük kuzu! karışma benim işime, demiş.
küçük kuzu gidip evini yapmaya koyulmuş. çok yorulmuş ama taştan da bir evi olmuş.

sonra kurt gelmiş. ilk önce en büyük kuzunun evinin kapısını çalmış.
- kim o? demiş büyük kuzu.
- ben kurt. diye cevap vermiş kurt. seni yemeye geldim. aç kapıyı, demiş.
- pışıık, açmam. demiş büyük kuzu.
- aç, demiş kurt. yoksa üflerim püflerim, evin darmadağın olur. seni de yerim.
- kolaysa yap bakalım, demiş büyük kuzu.
kurt üflemiş püflemiş, samandan ev darmadağın olmuş. büyük kuzuyu da bir lokmada yemiş.

ardından ortanca kuzunun evine gitmiş. kapıyı çalmış.
- kim o? demiş ortanca kuzu.
- ben kurt, demiş. aç kapıyı. seni yemeye geldim.
- açmam demiş ortanca kuzu.
- bak demiş kurt, üflerim püflerim, evin darmadağın olur, sonra da seni yerim.
- hahayt! demiş ortanca kuzu. yap da görelim.
kurt üflemiş, püflemiş, ama ev yıkılmamış.
- aç kapıyı demiş kurt. yoksa bir pençe atarım, bir pençe daha atarım, evin darmadağın olur. sonra da seni yerim.
- yap da görelim, demiş ortanca kuzu.
kurt bir pençe atmış, bir pençe daha atmış, tahtadan ev yıkılmış. kurt da ortanca kuzuyu bir lokmada yemiş.

iki kuzunun tadı damağında kalan kurt, küçük kuzuyu da yemek için can atıyormuş. öyle ya, en tazesi küçük kuzuymuş. hemen onun evine gitmiş.
- tık! tık! tık!
- kim o?
- ben kurt, seni yemeye geldim. aç kapıyı.
- açmam. kolaysa kendin gel.
- bak ağabeylerin de öyle söyledi ama şimdi karnımdalar. aç yoksa üflerim püflerim evin darmadağın olur, seni de yerim.
- sen bilirsin.
kurt üflemiş, püflemiş, ama eve hiçbir şey olmamış.
- aç kapıyı, demiş kurt. yoksa bir pençe atarım, bir pençe daha atarım, evin darmadağın olur. seni de bir lokmada yerim.
- sen bilirsin, demiş küçük kuzu.
kurt bir pençe atmış, bir pençe daha atmış, ama eve hiçbir şey olmamış. kurt'un pençeleri kan içinde kalmış. pençelerine bakıp ağlamaklı olan kurda küçük kuzu içerden şöyle seslenmiş:
- ben sana kapıyı açamam. ama sen zeki bir kurt olsaydın, evimin yanındaki merdiveni alır, çatıya çıkar, bacadan içeri girerdin. beni de bir lokmada yerdin.
pis pis gülmeye başlamış kurt. "akılsız kuzu" diye geçirirken içinden merdiveni alıp çatıya dayamış bile.

meğer küçük kuzu önceden ocağı yakıp kocaman bir kazanda su kaynatmış bacanın altında. bacadan içeri girmeye çalışan kurt da kaynar suya düşüp bayılmış. - evet bayılmış :) -

küçük kuzu hemen baygın kurdun karnını kesip içinden ağabeylerini çıkarmış. sonra da kurdun karnına taş doldurup onu uzak bir yere bırakmışlar.

büyük kuzu ve ortanca kuzu kardeşlerine teşekkür etmişler. hep beraber anneleriyle babalarının yanına gitmişler. onlardan da özür dilemişler, kendilerini üzdükleri için..

sonra hep beraber kocaman taştan bir ev yapıp mutlu mutlu yaşamışlar.

--------------------------------------

evim sağlam. kapımdan fırtına eksik değil.

3 yorum:

vedide yalınayak dedi ki...

öyle evim sağlam diye ortalara çıkarsan, ayıp olur. hiç olmazsa yeni yeni sorulara davetiye çıkarmış olursun. yapma bi daha.

kibrit kutusu dedi ki...

ben de gelip senin evinde yasayabilir miyim?

vedide yalınayak dedi ki...

1- sen zaten benim evimdesin.
1'in çözümlemesi: 'sen' sen varsan ben yokum, ben varsam sen yoksun. 'sen' olsun bu. 'de gelip' gittiysen gelemezsin, gitmediysen gitmemişsindir. 'senin evinde' benim evim senin evindir güzelim, rahatına bak; dediğinden beri senin evindeyimdir belki? 'yaşayabilir miyim?' yaşayabilen kim ki?
sonuç: ocağa biraz daha odun atalım, kurt geldi gelecek.

2- ben de gelip senin evinde yaşayabilir miyim?

3 ve gerçek dünya algısıyla- başımın üstünde yerin var her daim.