27 Şubat 2009 Cuma

en sevmediğim kelime: hasta

annem on ya da onbirinci ameliyatını oldu. kafam çok karışık, tam sayıyı bulamadım. ameliyattan bir gece önce bana "insanın ne kadar çok başına gelse de alışamıyor, korkuyorum." dedi. bunu derken bir serçe gibiydi, titriyordu.

ameliyatta 2 yerine 3 saat kaldı. çıktığında annem yerinde küçük bir kız çocuğu duruyordu sanki, yalvarıyordu, ne olur bir şey yapın, dayanamıyorum, diye. bir de bana "n'olur beni bırakıp gitmeyin" dedi.

her seferinde daha naifleşmiş oluyorum, artık benden refakatçi olmuyor. kendimi koridora zor attım. ağladım, ağladım.. allahtan ablam ve kızkardeşim benim gibi değiller. annelerine gerektiği gibi bakabiliyorlar.

önceki gece hiç uyumamış ve maddi manevi çok yorulmuş olduğum için hemen yattım. bir kaç saat sonra tuhaf rüyalardan sıyrılıp uyandım ama ne uyanma. korkunç ağrılarım vardı. birbuçuk saat ağrı yüzünden ağladım. mustafa nöbetçi ezcaneden ablamdan öğrendiği ağır ilaçları aldı geldi. ağrı dondu, midem bulandı, başım döndü. hala daha..

anneciğimin içine doğmuş demek ki, onu bırakıp gittim. benden refakatçi olmuyor..

allahtan ablam ve kardeşim var.

1 yorum:

jora silverstone dedi ki...

Allah'ın annene ve sana acil şifalar ihsan etmesini, kendi hastalıklarınıza ve birbirinizin hastalıklarına tahammül gücü vermesini diliyorum. kendininkine dayanmaktan daha zor olabiliyor sevdiğinin hastalığına dayanmak. bazen de ikisi birbirine dönüşüyor. üzgünüm.