1 Eylül 2007 Cumartesi

çok bilinmeyenli denklem

bir şey yaparsın. onu yapana kadar kararsızsındır. gidip gidip gelirsin, sıkıntı çekersin. hem de bu yapacağın şeyi yapmasan mutlaka kârda olacağın halde yaptığın takdirde zarara girme ihtimalin çok yüksektir. yaptığın ve bazı yönlerden zarara gireceğin ihtimaline karşın yapmadığında başka birilerinin zarara girme ihtimaline gönlün razı gelmez. kendi zararına boyun eğer, başkalarının kârını ümit eder, riske girersin. içindeki müftü, vicdanına kulak verir, son anda -ki karar bile vermezsin, kendine tâbi olursun ve- yapıverirsin.

bu öyle bir şeydir ki, yapmadığında zarara uğrayacak olanların ve yaptığında kâra geçecek olanların bundan haberi dahi yoktur. her halükârda sen mutlak rahatından vazgeçmişsindir. ne için, kendi rahatın pahasına başkalarının huzuru için. o başkaları o zaman başkası olmaktan çıkar, senden önce gelen varlıklar olurlar. dersin ki, benden çok bulunur, çok kızarlarsa terketsinler beni. yeter ki onlara bir şey olmasın. birbirlerini bir daha bulamazlar çünkü.

yine de tek bir sorunun birden çok cevabının olduğu durumlardan biridir bu. her cevap kendi içinde pek çok doğru taraf barındırır ve yine her cevap birbirinden büyük oranda farklıdır. o kısacık anda nasıl bir doğruyu seçtiğini bilmezsin, kalbine güvenmek zorundasındır. doğru olduğunu düşünenler seni alkışlamayacaktır fakat doğru olmadığını düşünenlerin seni yerecekleri kesindir. kalbine güvenmek seni en azından senin içinde yolda bırakmayacaktır.

öyle bir şeydir işte, yapana kadar ayrı, yaptıktan sonra ayrı muhasebesi vardır. her yönden her yönün bütün cephelerinden tekrar ve tekrar bakarsın duruma. geldiğin nokta, başladığın noktadır. benden çok bulunur dersin, birbirlerini bir daha bulamazlar.

ve böyle çetrefilli durumlarda yaptığını yapmış olmanın yapmamaktan daha iyi olduğu çıkarsamasını içinde barındırıyor olmak on kaplan gücü verebilir insana. çok bilinmeyen var, bir tek doğru da yok. ama benim yaptığım buradan yapılabilecek en doğru şeydir diyebilirsin o zaman. riske girmek cesaret ister... her ne kadar cahiller cesur olur dense de bu aslında cahili olmadığın bir konuda cesur olmanın ne denli zor olduğunu anlatan bir deyimdir. zordur gerçekten de..

böyle bir şeydir işte, içimdekiler.

2 yorum:

kalanlar dedi ki...

merak ediyorum bazen yaptıklarımızdan mı yapmadıklarımızdanmı daha çok mesuluz diye ama bir türlü ayrımsayamıyorum bunlar arasındaki ince/kalın/mühim farkı...

ayse dedi ki...

bütün bu muhasebeden sonra yapmaya karar verdiğin şeyi yapmaktayken aslında yapmaya katlanabilecek kadar güçlü olmadığını farkedersen, ya da daha fazlası: yapmayı hiç de istemiyor bulursan kendini, aslında sandığından daha fazla kendini önemsiyor olabileceğini farketmenin azabı, azap renklerinin koyu skalasında sadece ince bir çizgiden ibaret kalmışsa yeni bir karar vermek zamanı gelmiş demektir. verirsin o kararı da. ama yapabilmek artık daha zordur. artık herşey daha zordur. daha çirkindir.