27 Şubat 2013 Çarşamba

daimi faaliyet

taşındık. yani evi taşıdık. yani eşyalarımızı yeni bir eve taşıdık. yani ev o kadar da yeni değil aslında, ama kullanışlı. ev dediğimiz nedir vedide? eşyalar mı?..

anneciğim hastaneden çıktı, hem de iki kere. çünkü birinci çıkışının ertesi günü kötü bir halde geri dönmesi gerekmişti, sonra bir daha çıktı.

hayatımın en sarsıcı RA ataklarını yaşadım. öyle ki anatomi dersi verecek kadar iyi öğrendim vücuttaki eklemleri.

stresten kaynaklanan bir takım yaralarla uğraştım. yara, ehemmiyetli bir kelime.

bütün bunların ve saymadığım birkaç şeyin üstüne küçük bir sivri biberin yarısıyla köprücük kemiğimi çıkardım. hakkaten öyle oldu. doktor "köprücük kemiğin iman tahtasından ayrılmış" dedi. ben "Allah beterinden saklasın" dedim. tahta da olsa iman diyor, ayrılmış diyor.. beterinden saklasın Allah! Abim, "iman tarafına geçtikten sonra yıktıysan köprüyü sorun yok" dedi. doktor çok komikti, olay da komikti. kocam ve ben ve ablam mütemadiyen gülüyorduk. ben gülerken canım yanıyordu biraz ama yine de gülüyordum.

patladı gitti işte orda. hey gidi hey.

2 yorum:

jora silverstone dedi ki...

sivri biberle o işi nasıl becerdin? lütfen bunu açıklar mısın?

vedide yalınayak dedi ki...

çok basit oldu sevgilim. yemekten sonra sohbet ederken soframızda olmasına alışık olmadığım (dışardan alınan bir şeyle beraber gelmiş) minik sivri biberi hatta turşusuydu sanırım istemsiz bir hareketle ağzıma götürüp yarısını ısırdım. düşünmeden yapılmış bir hareketti ve o acıya hazır değildim. yerimden fırladım, zıpladım felan artık ne olduysa o zaman oldu. geri oturduğumda köprücük kemiğim çok ekşi erik yemiş gibi kamaşıyordu. bi de gülücük koyayım :)