20 Ocak 2013 Pazar

yap-boz

gecenin bir yarısı seslendi bana. ismini görünce neşelendim, 'efendim' dedim. 'uyumadın mı? sesin ne kadar canlı geliyor' dedi, 'sen aradığın için' dedim. bi de aşk hakkında konuştuk iki kelam. 'karşılıksız olmazmış zaten'le bitti.

-------------------------

bu ara her şeyin yerinden kalkıp yeniden yerleştiği bir ara. şöyle söyleyeyim, "madde mananın kesifleşmiş halidir"den hareketle, ev taşımaya yeltendik. işin mana tarafinı var sen idrak et vedide.

-------------------------

romatizma ataklarım benimle dalga geçiyor. annem hastanede yatıyor yine. gidip annemi ziyaret ettikten sonra, ki beş saatlik bir ziyaretti, hastaneden çıkarken topallamaya başladım. eve gelebildiğimde halim perişandı. gece zor geçti.. ertesi gün aslında babamın meşgul olduğunu bildiğim bir saatte onu aramak zorunda hissettim kendimi. babamın sesi, ah.. çok hastalanmış. o an dur durak bilmeyen ağrım bıçakla gibi kesildi. koştura koştura ona gittim. birkaç saat sonra eve döndüm.. a a? evde bırakmışım atakları. özlemişler de beni yaramazlar..

---------------------------

dur durak bilmiyorsun, dedi bana. yukarıda kullandığım 'dur durak bilmemek' tabiri de oradan aklımda kaldı.

---------------------------

çok güzel insanlar tanıyorum. her biri ayrı güzel. sizi temin ederim, bu güzel insanların en çirkini benim. bu gerçek karşısında üzülmek ve sevinmek sorulsa, 'sevinç' derim.

---------------------------

bu günkü ders yeterince ağırdı.

yeterince mi? hah! küstah şey.


1 yorum:

V.yaka dedi ki...

sifa, sifa...cok sifa...acil sifa.