11 Ocak 2013 Cuma

gitme

Bugün annemin saçlarını sevdim. Uzanmıştı. Bana rüyalarından bahsetti. Yakında gerçekleşen en güzel hatıralarından.. Annem bana ölümden bahsetti. "Artık başka bir gözle bakıyorum ölüme." dedi. Ben onun saçlarını sevdim. Ara ara öptüm, kokladım. Annem uzanmıştı. Başı ellerimin arasında. Annem bana ölümünden bahsetti. Yine öptüm onu, yine kokladım.

Annemin ölüm haberini ilk alışımda dokuz yaşındaydım. Evde yalnız mıydım, evet galiba yalnızdım. Annem büyük bir ameliyat geçirecekti o gün. Daha sonra geçireceği onlarca büyük ameliyatın belki de en büyüğü. Okuldan eve gelmiştim. Telefon çalmıştı. Telefonu açmıştım. Ağlayan bir kadın sesi duymuştum. Bana "anneni kaybettik kızım" demişti. Onu teselli etmemi ister gibiydi.

Sonrasını hatırlamıyorum pek. Anneannemin dolabındaki Maltepe paketinden bir sigara almıştım. Ağlamıştım çok.. Çok hatırlamıyorum. Anneannem ne zaman gelmişti. Karşımda diz çöküp ne kadar beklemişti ağlayarak, çok hatırlamıyorum. "Annen ölmedi, ben gördüm. Ölmedi." diye kaç kere söylemişti. Hatırlamıyorum çok.

Annemi kendi gözlerimle görene kadar buna inanmadım. Kar yağmıştı İstanbul'a. Hastanenin odasından görünen çam ağacı yeşil-beyaz bir şenlik yeriydi. Annem onu seyretmeyi nasıl da sevdiğini söylemişti. Ben annemi seyretmeyi çok sevmiştim.

Sonra, defalarca ama defalarca annem ölümden döndü. O ilk ameliyatta kalbi durduğunda "bu kadının dört çocuğu var, ne olur biraz daha uğraşalım, bırakmayalım." diye hocasına yalvaran doktor amcayı hiç tanımadım. Ama hiç unutmadım da onu. Sonra annem defalarca ölümden döndü, evet.

En gizli köşelerini öğrenecek kadar tanıdım hastaneleri. Yoğun bakım odalarının sessizliğini, bu hastanenin morgu nasılmış diye kolaçan ettiğim morgların soğukluğunu iyi biliyorum. Gece uykusunda annemin nefesini kontrol etmenin bakkaldan ekmek almak kadar doğal olduğu zamanları yaşadım.

Ama hiç. Dokuz yaşımdan beri hiç. O acıya bu kadar yaklaşmadım. Annem uzanmış, güzel hatıralarından ve ölümünden bahsediyordu. Ben onun saçlarını seviyordum, öpe koklaya.

2 yorum:

V.yaka dedi ki...

Keşke hiç anlamasaydım ne dediğini. Karşılığı olmasaydı bende bu kelimelerin keşke. Anneden oyulmuş bir açık yara göğsümde. Kah kabuk. Kah köz. Tetikte.

vedide yalınayak dedi ki...

V.yaka, elini tutup, gözüne bakıp, "bu dünya bitecek, hepsi geçecek" dedim say.