9 Aralık 2010 Perşembe

yahut

buzdolabından yeni çıkmış bir su muhallebisi kadar üşüyorum.

7 yorum:

Adsız dedi ki...

bu çok güzelmiş.

vedide yalınayak dedi ki...

su muhallebisi güzeldir. üşümek güzel değildir. bazı cümleler güzel olmayan şeyleri güzellikle anlattığında güzeldir. bazı cümleler güzel şeyleri güzel anlatmadığında güzel değildir.

bazıları çok güzeldir. bazıları hiç.

bilinç.

Adsız dedi ki...

biliyor musun, bazen ruh halimi yazmak istiyorum, ama bir türlü yazamiyorum.
ben de bir mahremiyet duygusu bir icine dönüklük, duygusal gerizekali miyim, yoksa duygusal cimri mi anlamiyorum.

Ama böyle üsüyorum diye yazinca benimde icim ürperiyor.
Ogluna saril diyorum kisaca,
üsümen kesilir belki.

Bir de birgün tanisirsak bana sütlü muhallebi yapar misin?
Canim cekti yahu :)

Bir de, ama bu son bir de :) hep adsiz diye yazmak istiyorum, ismime bur türlü isinamiyorum da.

Adsız dedi ki...

birbirini tanımayan insanların böylesine rahatça "senli benli" konuşmaları sizce de biraz tuhaf değil mi?

vedide yalınayak dedi ki...

adsız 1- 4208 ruh halimden biri -ve evet biri abartmayı sever- adsızlara cevap yazdırmıyor bana. bunun için buraya yazmaya devam etmeyi düşünüyorsanız ya ısınmasanız da isminizi kullanabilirsiniz yahut ısındığınız bir ismi kendinize isim seçebilirsiniz.

ruh halinizi yazamadığınızı söylerken epey bir yol katetmişsiniz bu konuda. demek ki çaresiz değilsiniz.

sütlü muhallebi konusunda ne yapıp ne yapmayacağımı ancak allah bilir. ama çok canınız çekiyorsa üsküdar'da özbolu lokantası'nın incir uyutması'nı tavsiye ederim.

adsız 2- sanıyorum insanlar tanımadıkları için bu kadar rahat konuşabiliyorlar ;)

boşverin, keyfinize bakın.

Adsız dedi ki...

hmm... icimden geldigi icin bir yorum yazdim, üstelik benim icin vedide yalinayak kalanlar.com dan hatirladigim biriydi ve yazdiklariyla hayatimiza girme hakkini kendide gören ama icimizden geldigi gibi yorum yazdigimizda küstahlasan.
incindim.

bir psikolog oldugum halde bile insan denilen varligi hic anlamiyorum.
bu sayfanin kapisi artik bana kapanmistir ve ben ,iyiligimin, iyi niyetimin böyle harcanmasindan hoslanmam.

bir de neyi anlamiyorum biliyor musunuz?
insanlar kalkiyorlar hayatlarini tüm dünya ya aciyorlar ve sonra mahremiyet udygulari tavan yapiyor.

hem herkes tarafindan izlenmek, okunmak, hem de aman sizde kimsiniz, hayatima burnunuzu sokmayin. O zaman hayatinin kapilarini hem de resmini koyarak servis etmiyeceksin.
Bakin ben hic bir blogumun kapisini kimseye acmiyorum, cünkü biliyorum kendi mahremiyetime saygim sonsuz.
celiskiyi de sevmem.





Adsiz.

vedide yalınayak dedi ki...

sevgili adsız, sen bu yazdıklarımı hiç okumayacaksın ama sonuçta adsız olduğun ve adsızlar da her daim var olacağı için boşa gitmeyecektir söyleyeceklerim :)

ilahi! aslında değişik bir gündü benim için ve neşeli olmaya da somurtmaya da meyyal değildim ya sayende ibre neşe tarafına geçti.

yazdıklarımdan sana akseden küstahlık olduysa, birinci kısım tarzlarımızın ne kadar farklı olduğu, algılayış ve aksettirişlerimizin ne denli ayrı olduğu, ikinci ve en az onun kadar önemli olan diğer kısım ise benim küstahlık konusunda ne kadar ileri bir aşamada bulunduğumdur. zira kendi küstahlık eşiğime göre küstahlaşmaya gıdım yaklaşmamıştım bile :)

gönülden gelen küçük bir tavsiye: lütfen incinmeyin. karşınızdaki en kötü ihtimalle benim gibi küstah, mahremiyet duygusu olmayan, kendiyle çelişen garip bir mahluktur sonuçta. ne diye o güzelim kalbinizi incitip içindeki gizli sırları ziyan edeceksiniz? yazıktır ve dahi günahtır. yapmayın, etmeyin kuzum.

diğer bir şey de, neye dayanarak mahremiyet duygumun tavan yaptığını düşündünüz, neye dayanarak hayatıma burnunuzu sokmayın dediğimi varsaydınız bilmiyorum ama bunu zaten birinci kısımda belirtmiştim. algı farklılığından olsa gerek. ciddi bir afazi yaşanıyor. ve benim buna kafa yoracak kadar büyük bir beynim yok.

uğurlar olsun ;)