7 Aralık 2010 Salı

taş yerinde ağır

seneler önce, en az altı sene önce, marmara adası'nda manastır mevkiinden topağaç köyünün merkezine doğru yürüyerek yol alıyorduk. taşımamız gereken doğal  yüklerimiz haricinde bir de iki elimi yanyana koyduğumda ondan geniş, yumruğumdan kalın bir mermer taş vardı. doğal aşınımla yuvarlanmış, elips biçiminde. annemin emaneti.

ağırlığı nereden baksanız beş kilodan fazlaydı.

grubumuzdaki üç kişinin sırayla onu taşıyıp yorulmakla el değiştiğini hatırlıyorum.

köyü gördüğümüz tepeye çıktığımızda biri dedi ki telaşla, "annemin taşı nerde? unuttuk mu onu?" ben dahil hepimizi aldı bir telaş. bütün yolu geri yürürdük de emaneti götürmeden gidemezdik köye.

sonra fark ettik ki taş benim elimde. hatta verdiğimiz molalar, çektiğimiz fotoğraflarla uzattığımız yol zamanının büyük çoğunluğunda da bendeymiş. ama ben farkında değilim. eh, kimse de farkında değil tabii.

------------------------------

diyeceğim o ki vedideciğim, göğsümün üzerinde o taş kadar bir ağırlık var.

ben fark ediyorum. başkalarını bilemem.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

vedide dost arkadas demekmis ne güzel:) dua ettim sana, yüregin ferahlasin, gögüsünün üzerindeki agirlik huzur olsun diye...

Bence iyi olcak, hersey ;)

vedide yalınayak dedi ki...

ben de sana dua ettim. daha önce birisi için dua ederken onu tanımlamakta hiç böyle bir yöntem kullanmadığımı fark ettim, dua ederken :)

duanın tesirini de gördüm. çok teşekkür ederim. temennâ ile..