24 Haziran 2010 Perşembe

uzay uzay dedikleri

sizce de uzaylıya benzemiyor muyum? sayfanın sağ tarafındaki fotoğraf benim. hayır, fotoğraftaki benim. yahut benim fotoğrafım. aman her neyse işte.

bi bakıverin. bence uzaylıya benziyorum.

oğlumu yatağına yatırdığım ve onun uyumak istemediği her gecede olduğu gibi, yine bir soru bulup beni konuşturdu. bunu yapmakta o kadar maharetli ki. sinir bozucu derecede. söylemiş miydim, çok fazla konuşmayı sevmiyorum. ama o, yemeğini bitirmek istemediğinde, hazırlanmak istemediğinde, uyumak istemediğinde, bir yerden ayrılmak istemediğinde ve ve saire.. her seferinde. bir soru bulup beni içine doğru çekebiliyor. "hayır," diyorum. "bu sefer teslim olmayacağım." ama sonra kendimi bıdır bıdır konuşurken buluyorum. sinirlerim bozuluyor. ama aynı anda ona hayran oluyorum. çok takdir ediyorum.
karışık duygular içinde oluyorum yani, kısaca.

- anne uzaylı diye bir şey var mı? dedi.
- var. dedim.
- a! nerde yaşıyorlar? dedi.
- uzayda. dedim.
- neye benziyorlar? dedi.
- sana benziyorlar. dedim.
yüzünü buruşturdu.
- bana da benziyorlar, diye ekledim. babana da benziyorlar. zaten sen de babanla bana benziyorsun, dedim.
- sen hiç uzaylı gördün mü? dedi.
- gördüm. dedim.
- nerde? diye sordu heyecanla.
- aynada dedim.
- yaaa.. dedi. ben seni demiyorum.
- ama ben de uzaylıyım dedim. sen de uzaylısın.
- nasıl yani biz uzaylı mıyız? dedi.
- uzaylıyız tabi, dedim. uzaylı ne demek? uzayda yaşayan demek.
- biz uzayda yaşamıyoruz, dünyada yaşıyoruz. dedi.
- ama dünya uzayda. dedim.
sonra da
- allah rahatlık versin, dedim. öptüm onu.

aklıma gelmişken, oğlumun ilk şiirini de şuraya yazayım yeniden.
"bir balık
bir balık
sevdim onu
içeri aldım
yedim onu.
öptüm."

Hiç yorum yok: