6 Kasım 2007 Salı

şöyle oldu böyle oldu

- bir sümbül aldık. tamamen evimizde açtı, koktu şimdi çiçekleri kuruyor.
- annemle çeşitli tatar yemekleri yaptık beraberce. yapması da yemesi de zevkli oldu.
- ahmetle ben yine hasta olduk. mustafa bizi besledi büyüttü.
- sabahları kendime karşı gelemedim erken kalktım kursa gittim. iyi de ettim.
- osmanlı türkçesi dersleri ağırlaştı. aynı harfı g,ğ,y,n,v ve k şeklinde yerine göre okumak bir hayli zor geliyor bana. ayrıca ödevlerimi yapmıyorum, biriktiriyorum. bilmiyorum nereye kadar.
- yurdumda çekilip televizyonlarında gösterilen 140 diziden minimum 3 tanesini ilgiyle izliyorum ve gerçekten korkuyorum.
- heroes'i bir çırpıda izledim ve her hafta yeni bölüm gelmesini bekler vaziyete geldim. dünyaya bunun için gönderilmiş olmamam gerekir.
- dikiş makinesi aldım ve henüz küçük bir çocukken duyduğum dikme sevgisini hayatımda ikinci kez yaşıyorum. inşallah uzun ömürlü olur. ancak çok körelmişim. şimdilik sadece bir pijama dikebildim. (ama güzel oldu.)
- nerde o eski dikiş makineleri. makinenin performansından tamamen memnun olduğum söylenemez.
- yaklaşık bir senedir bizden başka kimsenin yaşamadığı apartmanımızdaki müstakilliğimiz sona erdi. üst katımıza komşu taşındı. bu sayede duvarlarımızın yahut tavanımızın çok ince olduğu ortaya çıktı. ama evi ısıtmak daha kolay hale geldi. ayrıca komşu komşunun külüne muhtaçtır.
- eski arkadaşım yeni komşum bırakın sokağımızdan ayrılmayı şehri bile terketti. anti cazibe diye buna denir. (Allah hayırlar yazsın başlarına, iyiler çıkarsın karşılarına...)
- günde dört defa sigarayı bırakmaya karar veriyorsam dört defa sigara içmişim demektir. bu hale geldik. enfiye de iyi bir şey ama beni çok hapşırtıyor.
- oğlumla aramda bir bağ var ama sicim falan gibi değil. lastik gibi. bir uzuyor bir uzamanın etkisiyle çarpıyor. (nerem doğru ki?)
- pendikte mesnevi derslerimiz devam ediyor. saygıdeğer hocamız ayağı alçıda olduğu halde gelip ders anlatıyor.
- biz de boş boş şeylerle uğraşıp dizi izliyoruz, sakız çiğniyoruz. yaptığımız en yararlı iş çamaşır yıkayıp onları zamanında kurutabilmek. ha bir de yemek yapmak var tabii. az şey değil.
- yağmurlar bastırdı, kışlık ayakkabı ihtiyacımız su yüzüne çıktı.
- sonunda çiçekler için toprak aldım. zavallıları yarım saksı topraktan tam saksı toprağa terfi ettirmeyi planlıyorum. bir de tek saksıda 5 kök olanları var. onları ayırıcam. (bu durumda toprak yetmeyecek. yarın biraz daha almalıyım.)
- çiçek deyince söylemeden geçemeyeceğim, hali hazırda 5 ev tipi çiçeğim hiç topraksız sadece suyla yaşıyorlar. bunlardan en uzun ömürlü olanı 6.5 yaşında. sonra sırasıyla, 5.5 ve 4.5 yaşlarında olanları var. iki tane de bir kaç aylık bebeğimiz var. acaba suda uzun zaman geçirenleri toprağa eksem toprak çarpar mı?
- menekşe mendilin düşe bizden size kim düşe?
- hemen her şeyin istidat olarak göründüğü bu bünyede artık en az bir şeyin iltifata mazhar olacak kadar izhar olmasını istiyorum. çok şey mi istiyorum. az şey değil. ama çok mu?
- deniz suyu spreyi kadar yararlı bir buluş varsa o da bence çırpıcı karıştırıcıdır. ya da mandal da olabilir. o da çok faydalı.
- bir insan kardeşlerini özleyince neden içinden ışıklar çıkan bir camın başına geçip melül melül oturur ki. hiç insani olmadığını düşünüyorum. ayağa kalkmalı. bişey yapmalı!
- annem oğlunu çok özledi. arayıp bir hafta sonraki haftasonu geleceğini söylediğinden beri benim -ki kısıtlı zamanlar yanındayım- duyduğum en az 15 kere bunu müjdeleyerek tekrarladı. Allah ayırmasın.
- Allah cümle evladı annesine annesinin karşılıksız sevgisine bağışlasın. babasına, babasının karşılıksız sevgisine de. ağabeyimin kayınbiraderini de inşallah.
- cuma günleri dersten çıkınca çok yakında olan Hazreti Hüdâyî'nin türbesine gidiyorum. cuma vakti olduğu için mi bilmem çok güzel oluyor.
- nazara inanıyorum, nazardan korkuyorum. hayatın allak bullak olması an meselesi oluyor zira.
- rulo peçeteler de çok iyi buluş. topluluk içinde çantanızdan büyük bir rulo çıkarıp ondan kopardığınız parçayla burnunuzu silince tuhaf bakışlara mazhar olabiliyorsunuz. ama paket mendiller yetmiyorsa yapacak bir şey yok.
- bir önceki madde bana saygıdeğer ve sevgideğer yeğenimin sümüklüböcek ve salyangoz tanımını hatırlattı. neymiş? sümüklüböceğin sümükleri akarmış, salyangozun salyaları. aralarındaki fark buymuş. maşallah maşallah.
- giderek yalnızlaşıyor muyuz, bana mı öyle geliyor yoksa bize mi öyle?
- istanbula yanlış hatırlamıyorsam 650 km.'lik bisiklet yolu yapılacakmış. ben şimdiden yoruldum.
- sahile kız kulesinin karşısına yeni bir çocuk parkı yapmışlar. bitişiğinde de büyükler için sabit spor yaptırma aletleri var. gelen en ilgisini çeken alete çekine çekine yaklaşıyor, sağına soluna bakıp gören kimse olmadığından emin olunca oturup yahut çıkıp deniyor. en fazla üç dakika süren bu serüvenden sonra hüsnü zannımca daha uygun bir zaman ve kıyafetle gelmek üzere oradan ayrılıyorlar. ben hiç denemedim. sadece aletlerin üstündeki ne işe yarar levhalarını okudum. hemen hepsi aynı işe yarıyor. kan dolaşımını hızlandırıyor zindeleştiriyor felan.
- verba volant, scripta manent.
- gidip daha sık ayşeyi görmezsem çok değil bir kaç ay sonra başımı duvarlara vurmak isteyeceğimi biliyorum. ama olmuyor olmuyor. neden olmuyor?
- facebook herkesi sarmış durumda. benim orda henüz bir hesabım yok. bir de ona sararsam yaşayan ölü gibi bir şey olurum diye korkuyorum. ayrıca henüz osmanlıcada nef'le yazılıyor. bu n genizden söylenen türklere has bir ses olan n. hemen arkasından g sesi geliyor gibi yani. ya da ben öyle sanıyorum. ahkâm kesecek halim yok.
- oğlum bu akşam yemekte kendisine yemek yedirmeye çalışan bendenize şöyle çıkıştı: "biliyorum beni de şişirmek istiyosun. ben şişmek istemiyorum." nerde görülmüş, kimi şişirmişim?
- fotoğraf hocamın bürosunda bulunan hava üfletme aletine çok özenirdim. zat-ı âileri çok titiz bir insandır. sevgilim eşimin beğendiği elektrik süpürgemizin öyle bir özelliği var. hakkaten çok iyi bir şey. toz almak gerekmiyor hiç ;)
- hayatımızı sarmış buluşlar buluşlar. ne olur biraz da barış-lar?
- hiç aklıma gelmezdi. haydar dümen'i sempatik buluyorum artık. evinde iki karga ve bir kirpi beslediği için tabii ki. başka hiç bir sebebi yok. hem geçen gün kardeşim mustafa'dan öğrendim, karga satan yerler varmış hem de kargaların küçük dili mi neyi biyeri ameliyatla alınınca konuşuyorlarmış. sayın dümen'inkiler de konuşuyormuş. demek ki ameliyat olmuşlar. garip bir şey, saçma sapan bir mevzu da olsa o mevzu hakkında arka arkaya haberler alıp bir şeylerle rastlaşmak. bir de mevzunun saçma sapan olmadığını düşünelim. vay canına!
- çok uzun zaman oldu, fotoğraf çekmedim. çıkıp biraz yağmur fotoğrafı çeksem, mekanik makine kullanmanın dayanılmaz lezzetini tatsam...
- daha tutumlu bir insan olmak için dolmuşa binme oranımı epey aşağılara çektim. aslında dolmuş beklemek, trafikte durmakla felan aynı zamanda varıyorum varacağım yere. hatta belki daha çabuk. hem spor da yapmış oluyorum.
- bir amca var parka gelen. pazar arabasından bozma arabasıyla parkta kendisiyle özdeşleşen bankında bütün gün oturup kuşları besliyor, kuş beslemek isteyenlere de yem satıyor. bunlar genellikle güvercin cinsi kuşlar oluyor. yağmur yağarken parktan geçtim. amca yoktu. kuşlar yerde ıslanıyordu. ve gariptir ki neredeyse üstlerine basacak kadar yaklaşmama rağmen diğer günlerin aksine -lütfen- biraz kenara çekildiler. hımm dedim, alışmış bunlar, böyle durup yemek bekliyorlar.
- az kalsın unutuyordum. ama unutmadım.

1 yorum:

hatice dedi ki...

madde bagımlısı vedide hanım, maddelerinize beni de baglar mısınız?